Diş kökünün sinüste olması nedir sorusunun cevabının ne olduğunu anlamak için ilk önce sinüsün ne olduğunu anlamak gerekmektedir. Sinüs; burnun etrafında var olan kemiklerdeki içi hava dolu boşluklardır ve kemiklerin sağında – solunda dörder tane olmak suretiyle toplam sekiz tanedirler. Sinüsler ayrıca içlerini döşeyen sinüs mukozasında yer alan salgı bezleri yardımıyla mukus (sümük) üretmektedirler. Bu yapıların vücutta bulunmasının diğer sebepleri ise kafatası kemiklerinin ağırlığını hafifletmek, kafaya bir darbe alındığı esnada oluşan şoku emerek beyne iletilmesini önlemek, ses telleri tarafından oluşturulan seslerin son şeklinin almasını sağlamak ve solunan havayı ısıtmak ile nemlendirmektir. Vücut için diğer oluşumların olduğu gibi önemli bir özelliğe sahip sinüsler, diş köklerinin kendilerine doğru kaçması sonucunda bazı problemler ile karşılaşmaktadırlar.
Diş Kaynaklı – Odontojenik Sinüzit Nedir?
Çoğu kişinin adını sıkça duyduğu sinüzit rahatsızlığı; sinüslerin iç yüzeyini kaplayan mukozanın iltihaplanmasıdır. Bu hastalığın oluşmasına neden olan etkenlerin başında mukusun buruna boşaltılmaması sonucunda sinüs içerisinde ki boşluklarda birikmesidir. Ayrıca mikropların kan yoluyla, travmalar sonrasında oluşan kırıklar ile direkt ve alt tarafta bulunan dişlerde var olan iltihabın sinüse gelmesi sonucunda da meydana gelebilmektedir.
Maksiller sinüs, üst çene kemiğinde yer almaktadır. Sinüs bazı durumlarda diş köklerine çok yakın olabilir ve de diş kökleri sinüste yer alabilmektedir. Böyle durumlarda bundan kaynaklı olarak dişlerde herhangi bir enfeksiyon oluştuğu zaman bunlar sinüse de arıza olabilmektedirler. Dişten kaynaklı sinüzitin oluşumu bu şekilde gerçekleşmektedir.
Sinüzit Belirtileri Nelerdir ?
Birçok nedenden dolayı birçok kişide oluşabilecek olan bu hastalığın belirtileri şu şekildedir;
- Burun tıkanıklığı
- Geniz akıntısı
- Sarı ya da yeşil renge sahip burun akıntıları
- Baş ağrısı
- Koku almada oluşan zorluk
Kişide sinüzit var ise ne gibi durumlardan kaynaklı olduğunun doğru tespit edilmesi önemli bir konudur. Eğer ortada dişten kaynaklı bir sinüzit var ise mutlaka hem diş rahatsızlığı hem de sinüzit tedavi edilmelidir. Dişin iltihaplanması sonucunda bu sorunun giderilmesi adına diş hekimleri tarafından dişin durumuna göre diş çekimi ya da kanal tedavisi uygulanmaktadır. Tedavi şekli olarak diş çekimi yapıldığında boşluklar oluşabilmektedir.
Oroantral Fistül Nedir ?
Orantral fistül; üst çeneden bulunan maksiller sinüs ile ağız boşluğu arasındaki bağlantılar olarak adlandırılmaktadır. Ağız boşluğu ile maksiller sinüs arasında normal şekilde oluşmayan boşluklar ise oroantral açıklık olarak tanımlanmaktadır.
Diş çekimi esnasında maksiller sinüsünde açılmanın oluşması karşılaşılan bir durumdur. Bu komplikasyonda üst çenedeki azı dişleri çekilirken yeteri kadar dikkatli olunmadığı zamanlarda sinüs ile ağız boşluğu arasındaki bariyer kalkabilmekte ve patolojik olarak birleşebilmektedir. Bahsedilenboşluk oluşursa ve çekim esnasında fark edilirse mutlaka kapatılmalıdır. Çünkü sonradan fark edildiğinde cerrahi işleme gerek duyulmaktadır. Ayrıca buradaki boşluklardan yemek kalıntıları ve ağız içi bakterileri sinüse kaçabilmekte ve bu da sinüsün enfekte olmasıyla sinüzite neden olmaktadır.
Çekim sonrasında oluşan oroantral fistül ise diş kökünün sinüste olması durumunda diş çekildiğinde burada oluşan boşlukta pıhtılaşma yaşanmaması ve bundan kaynaklı iyileşme gerçekleşmemesidir. Böyle durumlarda ise kesinlikle cerrahi müdahale yapılması gerekmektedir.
Oroantral fistül, eğer bir-iki mm’den küçük ise kendiliğinden iyileşme göstermekte, fakat daha fazla ölçülere sahipse yine cerrahi işlemler ile kapatılmaktadır. Bunun için de küçük boyuttaki açıklıklarda için lokal flepler, büyük açıklıklar için ise uzak flepler ve gereftleme adında üç adet geliştirilmiş tedavi metotları bulunmaktadır.
Bu işlemleri gören bir kişi, hijyene dikkat etmeli, gargara yapmalı, bölgeye buz uygulamalı, sıcak yiyecek-içecekler tüketmemeli, buruna su çekmemeli, sümkürmemeli, uçak seyahati yapmamalı ve duş almamalıdır.
Diş kökünün sinüste olması nedir sorusu araştırıldığında bu olayın aslında bazı rahatsızlıklara neden olabildiği görülmektedir. Bu konuda hem işlemleri uygulayan diş hekimleri hem de işlem uygulanan hastalar yeteri kadar dikkatli olmalıdırlar.